27 Şubat 2014 Perşembe

Beginning with a new song:)

Yagmurlu bir hava, fonda Jason Mraz, Life is wonderful...




Uzun zamandir yazamiyordum evlilik hazirliklari, ulke degistirme, yerlesme derken kendime yeni yeni vakit ayirabiliyorum:) Jason Mraz dugun hazirliklarim sirasinda en cok dinledigim kisilerden biri, bunun icin artik sarkilarinin bende ozel bir yeri oldu resmen:) Sesinde bir sevimlilik, mutluluk yok mu sizce de? Hayatimin komple degistigi su gunlerde saskinligimi atmama yardimci oluyor:) Bu nedenle yeni evimdeki ilk blogumu onunla yazmak istedim...

Bir suredir Londra'dayim ve sehrin kasvetli ama tuhaf bir sekilde huzur veren havasina alismaya calisiyorum. Guvenilir bir hava oldugu soylenemez bir bakmissin gunes acmis bahar gibi sonra bir bakmissin gunes kaybolmus her yer buz kesmis. Olsun, guzel bir kahve esliginde neler yapilmaz ki bu havada:) Soft bir muzik ac calis ya da kitap oku ya da camdan oylesine sokagi seyret... Ya da benim su anda yaptigim gibi bir blog yazisi yaz:)




Londra nasil derseniz, tam bekledigim gibi diyebilirim. Metro duraklari, mimarisi, sokaklari.. Bu sehir her seyiyle tarih kokuyor. Binalara bakarken su andaki hali yerine hep gecmiste kimler yasadi acaba, sokak kapisi o zamanlar ne renkti gibi sorulari geliyor aklima. Malum genelde sokak kapilari renkli, en azindan benim su an kaldigim bolgede:)



       



Insanlar surekli bir seyler okuyor. Siz kitap gazete okuyan dilenci gordunuz mu? Burada var:) Sokaga cikarken insan gayri ihtiyari cantasina okuyacagi bir seyler atmak istiyor, bir sey okumadigin icin utaniyorsun bir sure sonra:) Ben de buradaki ilk kitabımı (Laurent Gounelle -  Mutlu Olmak İsteyen Adam) metro yolculuklarım sırasında bitirdim.

Londra ile ilgili ilk izlenimlerimdi bunlar:) Gezelim gorelim tarzi yazilar cok yazamiyorum bence ama yine de ara ara ilginc gordugum seyleri sizinle paylasabilirim degil mi?

Simdi kahvemi yudumlarken I'm yours bana eslik ediyor. Gercekten guzel sarki:)