12 Mayıs 2014 Pazartesi

Nostalji: Perfect

Hadi bugün biraz nostalji yapalım...




I won't take anything less, It's got to be perfect! :)

Bir zamanların kült grubu Fairground Attraction'dan Perfect'i dinliyorsunuz. Grup 1987 yilinda Eddie Reader tarafindan kurulan Ingiliz akustik pop grubu. Perfect  ile 1989'da Brits'ten en iyi single, The First of a Million Kisses  albumuyle de en iyi album odulunu kazanmis. Sonrasinda maalesef grup dagilmis ama Eddie Reader kariyerine bircok solo albumle devam etmis.




Ben grupla Perfect sayesinde tanistim ve sarkiya resmen bagimli oldum. Ne zaman sesi sonuna kadar acip muzik dinlemek istesem listemin ilk siralarinda o oluyor. Genelde de her gun ya sabah ya da aksam ustu boyle bir ihtiyac doguyor bende. Sesi acip, etrafta dolanirken bangir bangir muzik dinlemek istiyorum. Bu sarki da bunun icin cok ideal. Bana mutluluk veriyor, motive ediyor:)

Sadece Perfect'ten bahsedersem haksizlik etmis olurum tabii. Find My Love, Clare, A Smile in a Whisper... Bir grubun her sarkisi mi guzel olur! Bir rahatlik, enerji akiyor muziginden:) Arada modunuz duserse deneyin derim...






6 Mayıs 2014 Salı

It's all about the "M&M's"


Bu Bank holiday bizim icin M&M's in kocaman magazasinda kendimizi kaybettigimiz bir gun oldu:) Koray'in bahsedip durdugu hayalini kurdugu magazaya, China town'a gidelim diye cikmisken rastlamak en cok onu sevindirdi tabii. Evet biz M&M's faniyiz:)

Oyle cok da aramam diyenlerdenseniz bile bu kocaman magazasina mutlaka ugramalisiniz. Tam olarak Piccadilly Circus ve Leicester Square duraklari arasinda.




Girdikten sonra kendimi cilgin gibi magazanin icinde dolanip, her seyin fotografini cekerken buldum. Buram buram M&M's kokuyor ustelik:)




Bir suru seyin M&M's lisini yapmislar. Bardaklar, tabaklar, tshirtler, golf toplari ve bunun gibi bir suru urun M&M's karakterleriyle gulumsuyor. Her sey cok zekice yerlestirilmis, "beni al beni al" diye bagiriyor.


Kucuk kureler, dugmesine basinca elinize bir kac tane M&M's birakiyor...


Iste bunlara cok guldum, kasiyicilar:))








Her katta kendi mix M&M's lerimizi yapabilecegimiz tupler vardi. Yogun ilgi genelde buralardaydi tabii. Ozellikle cocuklar buyuk istahla her renginden almak icin yarisiyorlardi resmen.








Ozel fotograf cektirme koseleri de unutulmamis, hala turist mantiginda gordugum her eglenceli seyin onunde fotograf cektiren ben, bu sefer sadece cekmekle yetindim:)




Veee en eglenceli fotografi sona sakladim. M&M's in periyodik tablosu:




3 Mayıs 2014 Cumartesi

BloodyFrench


Yeni kesfettigimiz yerleri paylasmaya devam edecegim sanirim:)  Iki uc gundur grip yuzunden evden cikmayan ben artik cinnet gecirmek uzereydim ve is cikisi metroda grev oldugu icin eve bir bucuk saatte ulasabilen Koray'in yorgunluguna ragmen en azindan evin etrafinda biraz yuruyelim diye israr etmistim. Iyi ki de etmisim cok hos bir Fransiz restorani kesfettik.

Aslinda beni yedigim yemekten cok ortamin havasi, dekorasyonu etkiliyor sanirim. Restoran hosuma giderse yemekleri de sanki daha lezzetliymis gibi geliyor:) BloodyFrench de onunden gecerken los isiklandirmasi, ahsap masalariyla beni hemen cezbetti.




Westbourne Grove uzerinde kucuk bir restoran, sinirli sayida masasi var ve fonda soft bir muzik, bangir bangir calmiyor. Bu sayede bagirmadan, sakin sakin sohbet edilebiliyor.




Menu geldiginde yemek konusunda beklentimizi dusuk tutarak Ribeye Steak sectik. Koray degisiklik olsun diye sweet wine basligi altindaki Montbazillac'i secti. Bunu pek tavsiye edemeyecegim gercekten baya sekerliydi, elma suyunu animsatti tadina bakip biraktim:) Fiyatlar ve cesit hakkinda bilginiz olsun diye menuyu de ekliyorum.




Kisa bir beklemeden sonra bifteklerimiz geldi. Oldukca lezzetliydi ve beklentimin cok ustundeydi diyebilirim ama ODTU'deki Uptown'da yedigim Steak Teriyaki'nin yeri hala bambaska... Ankara'da olup da denememis olan varsa buradan onu da araya sikistirayim, siddetle tavsiye ederim:)





Yemegimiz bittikten sonra tabii ki Fransiz restoranina gelip de Creme Brulee denememek olmaz deyip onu da istedik. Harikaydi tabii ama tika basa doldugumuz icin tamamini yiyemedik maalesef.

Sonuc olarak havada oyle Bloody bir French lik yoktu:D Buram buram Fransiz havasi koklayamazsiniz ama lezzet super, ortam super. Kesinlikle tekrar gidecegim yerler arasinda hatta ziyarete gelen arkadaslarimi da goturebilirim:)